Kayıtlar

Şahsiyetinizi Nasıl Alırsınız?

Resim
Efendim söylüyorum karışık gelebilir not almaya başlayın lütfen! Benimkisi kadın ve bayan kavgasına karışmamış olsun mümkünse. Kadın olarak alabilirsem sevinirim. İlerleyen saatlerde kız çocuğu, ilişki içinde bir bayan ve anne de getirebilirseniz tadından yenmez. Beyefendi için mi? En sade hali ile erkek olarak başlangıç lütfen. İlerleyen saatlerde bir oğlan çocuğu, ilişki içinde bir adam ve üstüne bir de baba kendisi için alabiliriz. Menüyü ben bildiğim için siparişleri de burada ben veriyorum farklı tatlar denemek isteyen olursa buyursun lütfen. Yeniliklere her zaman açık olmak da fayda görürüm. Şahsiyet de menümüzde bulunuyor ama o biraz ağzının tadını ve ne istediğini bilenler içindir. Malzemelerinden birazdan bahsedeceğim. Siparişler verildiyse konuya girebilirim sanırım. Neden adam gibi adam deyimi gün geçtikçe adam gibi kadına döndü buradan başlayabilir miyiz mesela? Adam gibi adam bir cinsiyet içerirken neden kadına bir de adamlık yükleniyor? Hayır onuda mı

Maskeli Balo

Resim
  Çok kötüsünüz, hiç kimsenin mutluluğuna katlanamayacak kadar hemde. Bu yüzden gözlerinizde hiç bir yaşam belirtisi de yok.   Burnunuzun ucunu görmeden kötü haber avına çıkmışsınız.  Nerede?   Kim kiminle mutlu?  Mutsuz? Onların arkasında emek kırıntısı toplar gibi sefil halinizle hüzün topluyorsunuz. Usulca dost gibi sokulup zehirinizi boşaltmak için zaman kolluyorsunuz.  İstediklerinizi alamayınca da kendi pisliğinize bulanıp nefes almaya çalışıyorsunuz.  Kaos rüzgarları yaratmaya çalışan ve insanları aptal sanmalarınız yok mu ?  Asıl orda oyunun içindesiniz.  Birde ressamın gözünden kendi halinizi hiç gördünüz mü ? Bütün enerjinizi birilerinin canını acıtmak için harcarken kendi ellerinizin kan içinde oluşunu görmüyorsunuz. Kendi bedeninizde savaştığınız korkulardan yorgun düşmüş yüzünüzü izleyenlerin gördüğü o zavallı haliniz yok mu?  Hele  bedeniniz iki büklüm bir yola girememiş, kimsenin masasına davet edilmemiş,  kimsenin hayatında koşup gitmediği hep fazlalık oluşunuz... Ne

Ağlamıyorum Gözüme Geçmişim Kaçtı

Resim
İnsanlar ağlar, duyguları olan tüm canlılar aslında ağlar. Ağlamayı göz yaşı dökmeden de sözlerimiz ve davranışlarımızla da yapabilen sanırım tek varlık biz insanlar oluyoruz. Ağlamayı silah olarak kullanan kadın dediğimiz bir ırk bile var. Peki ya  bir kadın için ağlayan adam. Hele ki başka bir kadın karşısında başka bir kadın için ağlayan adam. Cümle yanlış ya da karmaşık değil. Tam olarak söylemek istediğim bu. Bir başkasının karşısında başkası için ağlayan adam ya da kadın. Yahu ne var bunda şimdi dostça ağlamış içini dökmüş mü diyeceksiniz? Ya da onu tanıman için sana olduğu gibi gelmiş mi? Ağlamasın bir zahmet. Hele hele karşısındaki kadın annesi, kardeşi, ya da ya da psikoloğu değilse hiç ağlamasın. Bir adamı bir kadına ağlarken görüp tanımak en son isteyeceğimiz şeydir. Ne düşünmek gerekiyor bu durumda peki, çok duygusal ve bir kadını sevebilen bir adam mı? Onu zaten karşısındaki kadına davranışından da anlayabiliriz. İlla ağlayacaksa bu başka bir kadın yerine duygusal o

Bu Akşam Saygılar Benden

Resim
Saygı azizim saygı! Masandaki kadına, yatağındaki adama, odandaki çiçeğe saygı. İster yarınında olsun ya da olmasın, gözünle görebildiğin, sesini duyabildiğin her varlığa seninle paylaştığı her saniyesi için saygı. Sohbetine eşlik edip hiç konuşmadan seni dinlerse veda ederken teşekkür et. Canın sıkıldığında kafanı dağıtmak için hiç susmadan konuşuyorsa da sarıl ona. Dört bir yanın alev alevken cesaret edip, hala nasılsın diye sorabiliyorsa güven ona. Kendi canın istediğinde arayıp gel dediğinde, koşup sana geliyorsa git ona. Ama en çok da saygı azizim, konuşmadan önce kelimelerine dikkat edeceksin. Gitmeden önce sebeplerini, gelmeden önce de  nedenlerini bileceksin. Kimde ne kadar olduğuna bakacaksın. Sırf sen istiyorsun diye hayatında tuttuğun kimse sana saygıyı öğretemeyecek.   Saygı duymadığın hiç kimseden de seni sevmesini beklemeyeceksin. İster dünyaları ser önüne, istersen de öl uğruna. Sen seviyorsun diye tek damla göz yaşı dökmeyecek kimse ardından. Sen istiyorsun diye sa

Kral Konuştu

Resim
 Evet sensin! Sizin köy bizimkinden büyük! Her şeyin en iyisini sen yaparsın. Acının en büyüğünü de sen yaşadın. Kimse senin kadar kitap okumadı. Kimse senin kadar iyi konuşamaz. Kimse senden iyi sevişemez. Sen sevdin mi de çok iyi seversin. Fakat kimse senin sevgine layık da değil.  En iyi geleceği gören de sensin. Geçmişten konuşurken fi tarihinde saatin bilmem kaçında haftanın o gününde olan olayı da en iyi sen  hatırlarsın.  Tamam kardeşim biz susalım sen nasılsa beynimizi de okuyorsun. Ne desek zaten yalan. Sen bilirsin şimdi cevapları da. Hangi rengi seviyorum sen söyle. Ben bilemem ne yemem gerekir, yürümeye hangi adımla başlanır.  Kariyerde Nirvana, hayatı astral görmüş geçirmiş, Buda heykeli gibi oturduğu yerden "Ben demiştim." demek için sinsi gülüşler.  Kaç yenilgiden çıktığını değil, kaç kez başardığını anlat bana. Kaç kez cesaret edip hiç bilmediğin yolda navigasyon açmadan gittiğini. Kaç kez yağmura rağmen güneş açacak umudu ile şemsiyesiz çıktığını. Kaç kez bir

Her Samuray Ne Zaman Bırakması Gerektiğini Bilir

Resim
Kılıcını asla kınına sokmadan savaşıyor adam! Öyle çok kan dökmüş, öyle çok can almıştı ki ruhunda, vücudundaki her iz başka bir savaştan kalmaydı. Kimseyi duymadan, sesinin en yüksek çıktığı perdeden atıyordu hep naralarını. Sanki kendi sesini kendisi bile duyamıyor gibiydi. Kulakları sağır, gözleri hedefe kitlenmiş bir kördü adeta. Ağzından çıkan her nefes bir alev gibi püskürüyordu karşısındaki herkese.  Belki savaşın ortasında bir kaç tanıdık ses de  duyuyor ama hiç birini anlayamıyordu. Bir sağa bir sola savurduğu kılıcı kan içinde ve uğruna savaştığı ne varsa onları da kesip biçmeye devam ediyordu. Gözlerini sımsıkı kapatmış, yorulduğuna aldırmadan, ne yöne olduğuna bakmadan koşmaya devam ediyordu. Bir an takılıp düşünce fark etti ki nefesi artık bir kılıç darbesine bile yetecek kadar değildi. Kılıcını bu kez kaldırıp kendi vücuduna kocaman bir darbe vurdu. Vurduğu kılıç darbesi ile olduğu yere yığıldı kaldı savaşçı. Bitsin istedi artık bu  savaş. Dursun artık düşmanları. Her şey

Egolomania

Resim
Hele o yersiz egolarınız yok mu? Her konu da her olay da fikir atışlarınız. Daha soruları sorulmamış o karşıdan yürüyüşüyle bilgece savurduğunuz ön yargılarınız.  Bir kez hiç sözünü kesmeden birini ne zaman dinlediniz? Bir kez can kulağı ile bir insana ne zaman sorduğunuz sorunun cevabını anlatırken gözlerinizi bile kırpmadan onu sabırla beklediniz? Sıkılmadan ne zaman onu tanımak için akıllıca sorular sordunuz? Hepiniz kain, hepiniz kişilik analizi konusunda uzaman kişilerseniz neden hala yalnızsınız ve hatalar yapmaya devam ediyorsunuz? O denenmemiş tecrübelerinizi neden kendinizde denemiyorsunuz? Kendi hayatınız da kendi üstünüzde denemeye cesaret edemediğinizi başkaları üstünde denemek ne kadar kolay değil mi? Bir parça cesaretiniz bile yok acı çekmeye. Mükemmel insanlar olmadan, mükemmeli aramaya çıkmışsınız. Sorsak nedir mükemmel insan. Vereceğiniz cevaplarla olması gerekeni anlatırsınız fakat yaptığınız tanımın sizinle uzaktan yakından alakası bile yok. Kaçınız kendinizle sevgil

Aşk Doktoru

Resim
 Herkesin hayatında illaki ilişkisi olmayan hatta kendi ilişkisinde büyük hatalar yapan bir aşk doktoru mutlaka vardır. O kadar mantıklı konuşur ki dinlerken yeni şeyler keşfetmiş gibi hissedersiniz. Bazen de bir kahve falı baksan sen geleceğimi de söylersin hadi kapatıyorum bi bakıver denir.   Aşk doktorları konuşurken bir filozof gibi davranır. Aslında genel olarak İsviçreli bilim adamlarının dahi kabul ettiği, tüm kişisel gelişim kitaplarında olan biteni anlatır. Bu tabii ki iyi bir bilgi paylaşımı. Lakin her ilişki kendine özel olduğu için o genel geçer durumlar hiç bir işe yaramaz. Kendisi de dahil bunları uygulayamayan o aşk doktorları herkes için vazgeçilmez bir rahatlama adresidir.   Çünkü ne söylerse söylesin, bende dahil hep bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Ve asla mükemmel kadın ve erkek yazılı ya da sözlü metotlarla bulunacak bir şey değildir. Onu gördüğünüz de işte buldum! deyip, bir kaç ay sonra hayır hiç tahmin ettiğim gibi olmadı diyebilirsiniz çok normal. Çünkü baze

Kokumdaki Karışık Ruhlar

Resim
Almak için vermek gerektiğini ben çok geç öğrendim. Özgürlüğüm için çok şey verdiğimde.. Önce sevdiklerimi verdim, sonra masumiyetimi ve tüm iyi olan her şeye karşı olan inancımı. Kendime kendimi kanıtladım. Kimse umurumda bile değildi. Kimseyi kaybetmekten korkmadım. Herkes zamanı geldiğinde gidecekti ben hiç kalanlara inanmadım ki zaten. Hiç mutlu bir sona inanmadım. Hiç bir yabancının başka bir yabancıyı sevebileceğine inanmadım. Kimse çıkarları olmadan, hiçbir şey almadan sevmedi. Sevemezdi. Ben de almadan sevmedim. Gülüşünü aldım. Bana olan inancını sevdim, başka yollarda yürüyüşünü sevdim. Kokusuna karışan başka kokuları sevdim. O ne kadar başkalarına karşı hasta ruhuyla savaştıysa bende o kadar kendimle savaştım. Herkesi bir yere kadar sevdim. Herkesin kokusunda karışık ruhları sevdim. 

Pamuk Prens ve Prensesler

Resim
  Daha çok pamuk prenseslere alışık olduğumuz bir dönemdeyiz. Eskiden kadınlarımızı tarih yazardı şimdi ise pamuk prensler onlara yazıyor. Elinden hiç bir iş gelmese de bir pamuk prensesle birlikte olmak isteyen binlerce erkek var. Bunların eşleşmesi daha çok resimsel olduğu için fazla uzun sürmüyor zaten ilişkileride. Sosyalda medyada  üstünde oynanmış resimler ya da paranız çoksa bir dizi dudak, göğüs ve kaş göz ameliyatından sonra bir pamuk prenses olabilirsiniz. Ha biraz da bildiklerinizi unutup ağzınızı hiç kapatmadan konuşmayı öğrenmelisiniz.  Peki ya pamuk prensler ? Onlarda kadınlar tarafından en çok beğenilen erkekler oluyor kendileri. Herşey altın tepside hazır sunulduğu için hiç bir konuda problem çıkarmazlar. Genel olarak toplumda bilinen marka ve aksesuarlarla gezdikleri için kültürlü bile sayilabilirler. Aile büyükleri tarafından yedirilip, içirilip, giydirilen ve Aslan, Kaplan gibi sıfatlarla onurlandıran henüz metro istasyonunda hangi yöne gideceğine karar veremeyen o